Bir Yem Olarak Güzellik ve Avcı Kozmetik Sektörü

 Bir Yem Olarak Güzellik ve Avcı Kozmetik Sektörü
Ağu 29, 2021

Bir Yem Olarak Güzellik ve Avcı Kozmetik Sektörü

Herhangi bir kozmetik ürünler satan mağazaya girdiğini varsayalım… Bu mağazadaki ürünlerin hepsi seni daha sağlıklı ve daha güzel yapma sözü veriyor. Yaşlanmak -zihnindeki izdüşümü ise çirkinleşmek olan- en derin korkun tetikleniyor ve bu korkunu bilinçle yaşamadan, seni güzelleştirecek ne varsa alıveriyorsun. Tanıdık geldi mi?

Biz insanlar, kendimizi çok zeki ve otokontrollü varlıklar olarak varsayarken, aslında bizi milyonlarca yıllık tarihimiz ve arkaik (eski) korkularımız yönetiyor. Ve bütün bir kapitalist sistem bizi en aşağılardaki korkularımızdan yakalayan oltalar üzerine kurulu. Bu oltalardan en yaygını ise bilhassa kadınların güzellik sevdası uğruna satın aldığı sonu gelmeyen ürünler…

Güzellik bir idea olarak bize sürekli dayatılıp bunun üzerinden ise büyük bir piyasa sürdürülüyor.

Dolayısıyla ne kadar güzel olursan ol, tatmin olmuyorsun.

Sanki hep daha güzel olabilirmişsin gibi, hep dahası varmış gibi geliyor.

Her kadın senden daha güzelmiş gibi geldiği bile olabiliyor.

Bunun sonu yok.

Burada kişisel tercihlerinize laf edecek kişi ben değilim, herkes kendi fiziki yapısını şekillendirmekte son derece özgür. Yalnızca “Ya bu kadar özgür değilsek, ya gerçekten bu kararları biz vermiyorsak, bu karar bize sistem tarafından verdiriliyorsa?” kısmını sorgulatmak istiyorum.

İnsanın ihtiyacı olmayan pek çok şeye sahip olup sonsuz bir satın alma ve tüketme döngüsünün içinde kaybolma ihtimali yüksek. Ayrıca bu güzelleşme çabasıyla adını telaffuz bile edemediğimiz kimyasalları içinde barındırarak bedenimize temas ettiriyoruz. Yüzümüze ne sürdüğümüzü bilmiyoruz bile! Ne de olsa kırışıklığı geçiren her şey mübahtır.

Gel gelelim tüm bu ürünlerin bize ne güzellik, ne sonsuz gençlik veremeyeceğini bilebileceğimiz olgunluğa geldik. (Değil mi?) Artık güzelliğimizin harici kullandığımız ürünlerden çok, dahili sebeplerle belirlendiğini daha iyi anlıyoruz. Bu dahili sebepler yalnızca yediğimiz içtiğimiz sanılsa da, aslında dahili: bize dahil olan her şeyi kapsıyor. Bize dahil olan hareketler, duygular, haller, yaşama bakış şeklimiz… Hepsi güzelliğimizi belirleyen faktörler.

Gerçekten de içeride ne varsa dışarı o yansıyor.

Bu nedenle bütün gün yatıp kapsül hyaluronic asit tüketerek güzelleşeceğinizi düşünmeyelim lütfen.

Çünkü sağlıklı ve güzel olabilmeniz için yaşamak gerekiyor, yaşamak için hareket gerekiyor. Süreçleri olabildiğince bedenin doğal koşullarda yaratması ve sürdürmesi gerekiyor. Bunun için ise bedeniniz aktive edilmeyi bekliyor.

Hepimiz isteklerimizi yattığımız yerden elde etmeye çalışıyoruz ve tam da bu noktada sistem bize tüketmek üzere yemleri salıveriyor.

Düzenli hareket, öz bakım, kendini ve duygularını bilme cesareti yaşamına girdiğinde ise bütün bu yemlere ihtiyacın olmadığını idrak ediyorsun.

Sen zaten güzelsin ve güzelliğin yalnızca sana bağlı. Şimdi artık bunu görebilmen için;

içine dönme zamanı.