Sadece İçimden Geldiği Gibi Dans Edersem Dansım Gelişir mi?
Hepimiz robotik bir şekilde sadece hareket etmek değil; duyguların, hislerin hatta tüm bunların ötesinin dahil olmasını istiyoruz dansa. Yani dans spordan farklı olarak; hareket ederken bize duygusal hayvanlar olma imkanını sunuyor ve tüm duyguların içinden geçip giderek, daha doğrusu tüm duyguların içimizden geçip gitmesine şahit olarak özgürleşiyoruz kendimizi soktuğumuz koşullanmalardan.
Bu hayatta her alanın kendine has bir veya birkaç tekniği olduğu gibi dans etmenin de çok fazla tekniği var ve bizler bize en uygun görünene doğru yöneliyoruz. Bana kalırsa dansın türünden çok dansı aktaran eğitmenin varlığı ve onun dansa yaklaşımı daha etkili bir faktör. Bunu başka konulardaki eğitimlerden de deneyimleyebilirsiniz. Yoga yapıyorsanız; yoganın hangi tür olduğundan ziyade size yoga için rehberlik sunan eğitmenin yaklaşım tarzı ve yapılandırma ile yaratıcılığa teşvik etme dengesi daha büyük rol oynar öğrenmenizde. Kimse kendisine bir doğru baskılayan bir yaklaşımdan beslenemez.
Çünkü hepimiz bambaşka yapılarız ve kendimizi eğitmek de bunu algılamaktan geçiyor öncelikle.
Dans, tüm bedende hissedilmek ister. Ve hiçbir zaman tüm bedene gidemeyiz.
Dansı sonsuz bir yolculuk kılan da bu.
Hepimizin başka başka yapılar olduğunu anladıktan sonra dans pratiğinde de başka isteklerimiz, ihtiyaçlarımız olacağını kavramak kolaylaşıyor. Herbirimizin bir bilgiyi öğrenme biçimimiz farklı olacağı gibi eksiklerimiz, öykündüklerimiz, bizi heyecanlandıran veya yoran kısımları da başka başka olacak. Kimi insan teknik çalışmaktan çok keyif alırken, kimi insan doğaçlama yaptığında dans ediyor gibi hisseder. Kimi insan hızlanıp coştuğunda, kimisi de yavaşlayıp daha fazla hissedebildiğinde “Evet, şimdi dans ediyorum.” Der.
Yine burada tek bir doğru olmadığını anlamakla başlayalım işe.
Sadece ihtiyaçlarımız ve bazen de alışkanlıklarımız farklı, hepsi bu.
PEKİ O ZAMAN SADECE CANIM İSTEDİĞİ GİBİ Mİ DANS EDECEĞİM?
Tam da böyle sorular, sanat ve hobi alanlarında şaşırtmacalı ve çok boyutlu şekilde yanıtlanabilir. Eğer dansı sadece rahatlamak, keyif almak ve biraz ter atmak için kullanıyorsanız tabii ki canınızın istediği gibi dans edeceksiniz. Bir müzik çalacak ve içinde dilediğinizce salınacak, tepineceksiniz.
Burada önemli soru şu: Bunun ardından tatmin oluyor musunuz? Kendinizi başladığınızdan daha farklı hissediyor musunuz? Yoksa bazı hisleri ya da deneyimleri bedene akıtmak konusunda blokajlar ya da kopukluklar mı hissediyorsunuz?
Dansı sadece eğlenmek ve rahatlamak için kullanıyorsanız elbette konserlerde veya düğünlerde olduğu gibi özgürce dans edebilirsiniz.
Ancak buradaki önemli nokta şu: dans pratiklerinde kendimizi sınırlandırdığımız ölçüde zamanla özgürleşiriz.
NE DEMEK DANSTA KENDİNİ SINIRLAMAK?
Biz insanlar tamamen özgür bırakıldığımızda kendimizi bulacağımızı inanırız fakat dünya düzleminde durum pek de böyle işlemez. Dünyada yapılara, sınırlara ve içlerinde sabırla denemeye ihtiyaç duyarız, böylelikle kendimizi tamamen özgür bıraktığımızda gitmediğimiz yerlere gitme yaratıcılığımızla tanışırız.
Mesela: siz alışkanlık gereği dansta sürekli kollarınızı kullanan ve onları açan biri olabilirsiniz, bunda hiçbir sorun yoktur, ancak dans bacaklarınıza doğru akmıyordur çünkü kollarınızı başrolü aldığı için oralarda gezinmekten hoşlanıyorsunuzdur. Size sadece sağ bacağınızla denemeniz önerilen bir dans egzersizinde; uygun yapılandırılma oluşturulduğunda daha önce hiç deneyimlemediğiniz aktivasyonları ve bütünlüğü keşfedebilirsiniz.
Dans, tüm bedende hissedilmek ister. Ve hiçbir zaman tüm bedene gidemeyiz.
Dansı sonsuz bir yolculuk kılan da bu.
İşin daha da büyülü yanı, sağ bacağınızla dans etmeyi denediğinizde belki size yabancı gelecek, belki araştırmaktan sıkılacaksınız, belki zorlanacaksınız hareket ettirmekte. Ama bu sınır içinde kalmayı başardığınızda ve bacağınızla bağ kurduğunuzda bu sefer kollarınızın da bambaşka hareket ettiğini ve başka kanallarla bağlandığını, yeni bir ifade bulduğunu hissedebilirsiniz. Yani bu sınırlar içinde dans etmek sizi sevdiğinizden ve alışkanlıklarınızdan koparmaz, oralarda da gelişmenize olanak sunar.
Özetle; pratiğimizi geliştirmek için dans ettiğimizde belirli sınırlara tabi olmak iyidir, bazen de hiçbir sınır gözetmeksizin bedeni dansa salıveririz ve olacakları izleriz.
Hal ne olursa olsun dansın bize canlılık getireceği kesin.