Yin Enerji ve Dişil Enerji Aynı mıdır?
Biz insanlar, tarih boyunca başka kültürlerden birtakım kavramları öğrendik ve bu kavramları her zaman kendi kültürümüzce yorumladık. Özellikle de doğu felsefelerinden dilimize girmiş olan kavramları çevirirken, anlam mecburen epey sığ kalıyor.
İşte tam da böyle; yin-yang kavramı dilimize dişil-eril olarak çevrildiği için zihinlerde keskin bir ayrım yaratıyor ve cinsiyet üzerinden tanımlama yapmaya itiyor.
Dişi-l enerjiyi, Türkçede dişi yani “yumurta oluşturan, erkekçe döllenebilen, yavru doğuran” demek olduğundan; yalnız ve yalnız bu yetilerle ilgiliymiş gibi algılıyor olabilirsin.
Sonuçta dil, evreni tanımlamamızı sağlayan bir araç. Dil nasıl tanımlıyorsa bilgi öyle yerleşiyor akla. Dolayısıyla dişil enerji dediğimiz zaman bunu kadınsı olmakla karıştırmak yaygın bir durum.
Yin enerji daha kapsayıcı bir yere götürüyor bizi.
Evet dişil enerji de demek, ancak bundan çok daha ötesi.
Yin, suyu temsil eder, akmayı, teslim olmayı, derinliği.
Kendinde görmeye yeltenmediğin yanlarını anımsatır.
Hepimizin içinde olan o koca boşluğu hatırlatır.
Senden büyük olana dair bir inançtır, kutsal ya da değil
Her şeyin senin kontrolünde olmadığını/ olamayacağını
Ve iyi ki de olmadığını öğretir.
Yumuşamaktır, herkese ve her şeye rağmen kendinin yanında durmaktır.
Alan açmak, alabilmek, gelene evet demektir.
Ve gidene de evet demek,
Tutunmamayı, büyük resmi görmeyi bilmek.
Dinleyebilmek varlığı
Aslında olmadığını kavrayabilmek.
Bunca yetiyi gidip de üremeye dayalı bir yere oturtmak, yin enerjinin sadece bir kısmını ele almak demektir.
Oysa ötesi varken, hep daha sonsuzu varken, neden sınırlı bir bakışla yetinesin ki?