Dans, Cinsel Sorunlarımıza Nasıl Destek Olabilir?
Günümüzde çoğumuz cinsel olarak travmalara maruz kaldık. Bilhassa cinselliğin tabulaştırıldığı ve yasaklandığı bir toplumda yetiştiğimiz için; doğrudan taciz edilmesek bile bu konularda ailede veya çevremizde incinmiş olabiliyoruz. Kaldı ki; cinsel taciz oranlarının sanılandan çok daha fazla olduğunu düşünüyorum. Öyle ya da böyle incindik.
Bu incinmenin ardını cinsellikle ilişkimizi bir türlü kendimiz gibi oluşturamamak izledi. Ayıplardan, günahlardan çekinmek bir yana, kimimiz bunlara itibar etmeyip cinselliği istediğimiz halde ilişkilenemiyoruz. Çünkü beden unutmuyor, beden o eski hikayeyi ve incinmişliği yaşamaya devam ediyor.
Bunun devam ettiğini göstermek için regl problemlerini, çeşitli duygusal tıkanıklıkları, tetiklenmeleri, tedirginlikleri, ağrıları, bulantıları, spazmları gösteriyor bize. Evet sen şimdi buradasın ve burada herhangi bir tehlike yaşanmıyor ama beden yine de tetikleniyor. Henüz önceki öyküyü sakinleştirmeden çünkü, olan biteni sindirmedin.
Daha da kötüsü, genellikle tacizlerin bu toplumda üzerinin örtülmesi.
Saklama ve gizleme enerjisiyle bütün yük daha da ağırlaşıyor.
Zamanında düzgünce desteklenmemiş, regüle edilmemiş yaşanmışlıklarımız günümüzü sandığımızdan da fazla etkiliyor. Bunun için uzmanlardan destek almak her zaman iyi bir fikir.
Bedenin incinmişliğinin çözümünü, bedeni de içeri alarak bulmak çok önemli.
Tam bu noktada dans; kabilesel arkaik bilinciyle ve sanatsal alanıyla devreye girebilir.
Temelinde problem; dokunmak ve dokunma hafızasından kaynaklandığı için bedenimize dansla dokunmaya başlamak; ona yeni bir dil öğretmek müthiş sonuçlar verebilir. Beden kaldıramadığımız acıların içinde donmayı seçtiğinde, dans onu tekrar canlandırmak için yumuşak bir yol sunabilir. Bedene basitçe bağlanmanın yollarını bulmak, bedenimizin neyi sevip neyi sevmediğini algılamak ve yaratıcılığımızın kapılarını yavaşça aralamak; sürecimizi rahatlatabilir.
Gün geçtikçe somatik(bedensel) çalışmalar, psikoloji alanının içine daha fazla dahil olmaya başladı. İnsanı anlamaya çalışırken onu büyük bir bölümünden, yani bedeninden bağımsız incelemenin mantıklı olmadığını ve bedenin psikolojimiz hakkında epey bilgi verdiğini algılamaya başladık.
Ve bedenimiz psikolojimizi yansıtıyorsa, biz bu yansıma aracılığıyla psikolojimize dokunabiliriz. Beden aracılığıyla ruh halimize, anılarımızın kalıntılarına, bizde iz bırakmış yerlere gidip sağaltabiliriz. Zihin bazen yorumlayamaz bunu, ne olup bittiğini anlayamaz. Ama bedende yine de olan olur ve biz bir şeyler olmakta olduğunu biliriz.
Dans, bedenin kendini sağaltmasını ve arındırmasını sağlar. Hareketin içinde bloke olmuş alanları daha iyi görür ve içerilerinden belirli tekniklerle akmanın yollarını bulabiliriz.
Bilhassa pelvisin hareketin içine dahil olduğu danslar desteğimiz olabilir. Cinsel enerjimizin merkezi olan pelvis; dalgalanma ve titreme hareketleriyle canlandırıldığında tıkadığımız bölgelerimizi yeniden hissetmeye açabiliriz. Kendimizi müziğin içine bırakarak bedenin kendini aktifleştirmesine müsade etmek yapabileceğimiz en güzel yöntemdir.
Bunu tek başımıza yapamıyorsak bir gruba dahil olabiliriz, konsere veya düğüne gidebiliriz. Herkesin dans enerjisinde olduğu bir ortamda daha rahat adapte olabiliriz.
Bir tekno partisine gitmek ve ayaklarımızı yere vura vura dans etmek dahi işe yarayabilir.
Sorunun kendisine doğrudan parmak basmak yerine dansla etrafında dolanmak ve nazikçe açılımlar yaratmak fonksiyonel bir yaklaşım diye düşünüyorum, deneyimliyorum. Dans da bir tür “making love” yani sevmek, sevişmek halidir.
İnsan dansın içinde bir müzikle ve duygularıyla da sevişebilir…